Kendine Bir Şans Ver
Neden bir sabah uyandığında farklı olmayı denemiyorsun.Bu tamamen senin elinde.Hayata bakışın, beklentilerin, yaptıkların yada yapabilecek olduklarınla ilgili bir şey.Vazgeçilmesi gerek bir durum varsa bu sadece öncelik verdiklerinin sorgulanması gereken durum neticesinde oluşmuştur.
Bir sabah güne başlarken başka bir insan olmayı denemek bu zor olmamalı.Başka bakmak, başka görmek, başka türlü dokunmak yada başka konuşmak.Belkide güne başka bir tarzda müzik dinleyerek başlamak, başka bir yoldan ofise gitmek, başka tarzda giyinmek.
Hayatında birkaç noktada değişim yapmak, yaşama bakışına iyi gelecek, farklı yönden yaklaşacaksın hayata.Farklı olmayı denemelisin bir süreliğinede olsa seni zorlasa bile.
Yaşamın çok monoton günlerini yaşadığını düşünüyorum bugünlerde.Evet kabul edelim bunu sorun yok.Öncelikle gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor tabiki.Nedir senin sıkıntının nedeni bunu düşünelim ilk adım olarak.İşin mi, eşin mi, ailen mi sevdiğin değer verdiğin dostun mu, arkadaşın mı? Nedir senin bu noktada sorunlarına neden olan şey.Buradan başlamalıyız konumuza.
İş konusunda bazı sıkıntılar yaşadığını düşünelim o halde.Sıkıldığını, yorulduğunu yada artık zevk almadığını.Farketmez ne olup bittiği, nedenini iş olarak düşünüyoruz şu anda.Farklı bakmayı deneyerek başladık bu yola, o halde farklı bir açı ile yol alalım.İş konusunda yaşanılan sorunlar insan yaşamının merkez direklerinden birisini sarsmaktadır.İş yaşamı hayatımızın çoğu kısmını almaktadır ve önemli bir kısmıdır bu.Bundan dolayı iş ile ilgili yaşadığımız bir sıkıntı, işkolik olalım yada olmayalım mutlaka canımızı sıkar ve bizi üzer.Bundan sebeple işteki motivasyon çok önemlidir.
Hergün yaptığımız işler aynı ise bunları biraz renklendirmekle başlayabiliriz.Sabah evden çıktınız ofisinize gidiyorsunuz, geçerken bir cafeye uğrayıp bir kahve alarak, ardından ofisinize renk katması için 1-2 çikolata alıp masanızın üzerine koyarak başladık güne.Çikolota her zaman mutluluk getirmiştir, denemiş ve bunu kullanan biri olarak söylemek istedim.Ofise geldik masamızda ziyaret edecek olan arkadaşlarımız yada misafirlerimiz için çikolatalarımızı hazırladık yerlerine koyduk, kahvemizi aldık ve bilgisayarımızın başına geçtik.
İşi renklendirmekten bahsetmiştim hani,bu işe renkli giyinerek gidin demek değil yada saç renginizi alışılmışın çok dışına çıkarın demek değil.Bu tamamen işe bakışınızı renklendirmekle ilgili bir şey.
Projeler her zaman can sıkıcı yada zorlayıcı olmamaktadır.Özellikle kendi isteğimiz ve çabamız ile yola çıkarak başlattığımız projeler bize her zaman iyi gelmektedir.İşe projeler üreterek başlayabiliriz, renkliliğin ilk adımı olarak.Yapılmamış bir kampanya, denenmemiş bir slogan ile piyasaya yeni bir bakış açısı katma, ürünlerimizle ilgili yapılmamış bir sunum örneği, müşterilerimiz ile ilgili daha önce yapılmamış bir toplantı örneği, vs..Bunları çoğaltmak elbette mümkün ancak birkaçını denemek bile bize iyi gelecek.
Bazen iş stresinden kurtulmak, iş yoğunluğundan dolayı zaman ayıramadığımız ailemiz ile farklı deneyimler yaşamak bize iyi gelebilir.Belki bir haftasonu kaçamağı, doğa ile başbaşa kalınan bir kahvaltı planı yada mevsime göre şekillenen bir spor faaliyeti iyi gelecek size ve ailenize.Ne dersiniz denemek istemez misiniz?
Hayat özellikle büyük şehirlerde gereğinden fazla yoğun ve hızlı geçmekte, çoğu zaman yetişemez oluruz akıp giden zamana.Sorsak heran yoğun ve koşturmacalı bir yaşam içerisinde sürüp gider yaşantımız.Ancak bu kadar yoğunluk içinde bile olsak en azından günün sadece 1 saatini kendimiz için ayırsak, bu bile bize iyi gelecektir.Bu çok zor bir karar değil, uygulaması imkansız bir süreçte değil.Sadece bir saat.günde sadece bir saati kendimiz için ayıralım, sadece kandimiz için.Bu belki işe bir saat erken gelerek gazete okuyarak yapılabilir, belki eve bir saat geç giderek yapılabilir, belkide gün içerisinde yemek molası sırasında kendimiz ile başbaşa kalarak.Buna hepimizin ihtiyacı olduğu kesin.Ancak uygulama konusunda eksiklerimiz olabiliyor, yapamıyoruz söz versek bile kendimize uygulayamıyoruz bazı kararlarımızı.Bu da onlardan biri olmasın.
Çiftler içinde küçük bir önerim olacak son olarak.Basit ama eğlenceli bir öneri.Hediye almak hepimizin hoşuna gider dimi, hediye vermek te aynı şekilde.Bazen sorunlardan, yoğunluktan unuturuz bu tarz şeyleri, hatta bazen özel günleri bile unuttuğumuz olur, itiraf edelim kendimize.İşte bunlara imkan tanımadan bu küçük oyun ile bu açığımızı kapatalım diyorum.
Oyun şu şekilde başlıyor.Çift olarak bir alışveriş merkezine gidiyorsunuz, birbirinize nakit olarak bir para veriyorsunuz, rakamın değeri hiç önemli değil,100,200,500 vs.. farketmez.Önemli olan birbirinize aynı rakamı vermeniz.Vermiş olduğunuz rakam ile bir saat içerisinde alışveriş merkezinden birbirinize hediye almak için ayrılıyor ve bir saat sonunda birbiriniz için düşündüğünüz hediyeleri almış olarak ayrıldığınız o noktada tekrar buluşuyorsunuz.Burada kurallar; süre olarak sadece bir saatiniz var, birinizin girmiş olduğu mağazada diğeride var ise o mağazaya o anda giremezsiniz, alacağınız hediyeyi sadece karşı tarafın bireysel ihyaçlarına yönelik olmasına dikkat ediyorsunuz ve bedeli kesinlikle birbirinize verdiğiniz rakam tutarı kadar oluyor, ne eksik ne fazla.Bu eğlenceli oyunu en azından ayda bir kez tekrarlayabilir, böylece belkide değişik bir enerji katmış olabilirsiniz ilişkinize.Ayda bir hediye almak hepimizin hoşuna gider düşünüyorum.
Şehrin yoğunluğu ve yarattığı yorgunluktan kurtulmanın yollarını ancak kendi içimizden gelen o ses ile yapabiliriz.Bazen yanınızda olduğunu hissettiren bir ses, bir konuşma herşeyi yeniler.Bir güçle toparlanır, yenilenir, mücadeleye devam edersiniz, elele, güçleri bir ederek.Bazen hiç ummadığınız biranda yanınızda, yanı başınızda duran o kişi size öyle bir şey der ki, ruhunuzun ihtiyacı olan reçeteyi dilindeki sözcüklerle süsleyerek sunar en uygun dozu ile yaşamınıza.
Ailemiz, dostlarımız ve sevdiklerimizle çok daha uzun zamanlarımız olması dileğiyle.
Özer BÜYÜKSOY – İyi ki Varsın Hayat, Aralık 2014